MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.09.2019 tarih ve 2019/69-2019/312 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıya ait yatta kaptan olarak işe başladığını, kısmen karada kısmen yatta istihdam edildiğini, 14/01/2011’de davalının sigorta çıkışının verilip, 19/01/2011’de de mazeretsiz 3 gün işe gelmeme sebebiyle ihtarname keşide ederek hizmet akdinin tek taraflı sona erdirildiğini, oysaki davacının davalının talimatıyla 17-18-19 Ocak tarihlerinde Fethiye’de bulunduğunu, hizmet sözleşmesinin yasaya aykırı olarak sona erdirildiğini, ayrıca hizmet akdi devam ederken ücretlerinin de 4.000,00 TL eksik ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL kıdem tazminatı, 1.000,00 TL ihbar tazminatı, 1.000,00 TL ücret ve 1.000,00 TL izin alacağı olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL alacağın faiziyle tahsilini talep etmiş, 13.09.2012 tarihli dilekçesiyle kıdem tazminatı alacağını 3.617,35 TL’ye, ihbar tazminatı alacağını 4.948,01 TL’ye, ücret alacağını 2.000.-TL’ye, izin ücret alacağını 2.400.-TL olmak üzere dava değerini 12.965,36 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının 07.09.2009 tarihine davalı şirkette çalışmaya başladığını, haklı sebeple 02/02/2011’de işten çıkarıldığını, son aldığı brüt ücretin 3.000,00 TL olduğunu, izinsiz 3 gün (17-18-19.01.2011) işe gelmediğini, bu hususta tutanak düzenlendiğini, davacının gemi adamı olmadığını, Deniz İş Kanununa tabi olmadığını, bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının işten çıkış bildirgesi sonrasında tutulan tutanakların gerçeği yansıtmadığı ve sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğini belirlemek için tutulduğunun anlaşıldığı, iş akdinin haklı nedenle fesih edildiği savunmasının davalı işverenlikçe kanıtlanamadığı, davacının sözleşme hükümlerine göre yıllık toplam gelirinin 54.000,00 TL olduğu, işbu miktarın 12 aya bölünmesi sonucunda aylık 4.500,00 TL net ücret aldığı, davacının 15/11/2009- 27/01/2011 tarihleri arasında 2 yıl, 1 ay, 12 gün süre ile çalıştığı, kullandırılmayan 16 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, alacak miktarlarının bilirkişi raporuyla tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 3.125,09 TL kıdem tazminatının 16/01/2011 hizmet akdinin fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile, 600,00 TL ücret alacağının 03/05/2011 dava tarihden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile, 4.948,01 TL ihbar tazminatının 1.000,00 TL’sine 03/05/2011 dava tarihinden 3.948,01 TL’sine 13/09/2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 2.400,00 TL yıllık izin ücretinin 1.000,00 TL’sine 03/05/2011 dava tarihinden 1.400,00 TL’sine 13/09/2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, yabancı bayraklı gemide çalışan davacının hizmet sözleşmesinin haksız feshine dayalı alacak istemidir.
Daha önce uyuşmazlığa Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla bakan Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2015 tarihli kararı, Dairenin 11/05/2016 tarih 2015/8814 Esas 2016/5325 sayılı kararıyla hizmetin ifa edildiği geminin yabancı bayraklı olması nedeniyle uyuşmazlığın Türk bayraklı gemilerde bir hizmet akdi ile yapılan çalışmaları düzenleyen 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi kapsamı dışında kaldığı, bu durumda taraflar arasındaki temel ilişkinin hizmet akdinden kaynaklanıp uygulanacak hükümlerin de hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler olduğu, uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen hususlardan da doğmadığı ve davacı alacaklarının Borçlar Kanunu hükümlerine göre tespitinin gerektiği belirtilerek görev yönünden bozulmuştur.
Mahkemece 25/08/2012 tarihli kök ve 31/12/2014 tarihli ek bilirkişi raporları hükme esas alınarak hüküm kurulmuşsa da, rapor içeriğinden alacak hesabının İş Kanunu kapsamında yer alan ilke ve kurallara dayalı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Dairenin 11.05.2016 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere, hizmetin ifa edildiği gemi yabancı bayraklı olmakla uyuşmazlık Türk bayraklı gemilerde bir hizmet akdi ile yapılan çalışmaları düzenleyen 854 sayılı Deniz İş Kanunu 1. madde kapsamı dışında olmasına göre, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...