MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.06.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Tüketici Mahkemesince verilen 01/03/2018 tarih ve 2016/3699 E. – 2018/103 K. sayılı kararın davacı ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 28/05/2019 tarih ve 2018/1059 E. – 2019/647 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankanın, adına kredi kartı nakit avansı tanımladığını, bu nakit avansın kendisi tarafından kullanılmamasına rağmen davalı tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin itirazı üzerine durduğunu, davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının reddedilerek kesinleştiğini, davacının taşınmaz satın almak için dava dışı 3. kişiyle anlaştığını, taraflar arasında 80.000.- TL cayma parası belirlendiğini ve bu tutarın kendisi tarafından ödendiğini, davalının kendisi hakkında haksız olarak takip yapması nedeniyle kredi kullanamadığından taşınmazı satın alamadığını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 07.07.2015 tarihinde taşınmaz için ödeyeceği 180.000.- TL’nin banka faiz getirisi ile dava tarihine göre tespit edilecek taşınmazın değeri arasında fark bulunması halinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000.- TL maddi ve 100.000.- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının itirazı üzerine hakkında başlatılan takibin durduğunu bu nedenle davacının herhangi bir maddi veya manevi zararının olmadığını 180.000.- TL tutarındaki bir taşınmaz için 80.000.- TL cayma bedeli ödendiği iddiasının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacı hakkında haksız işlemleri sebebiyle olumsuz kayıt oluşturduğu, bu kayıt sebebiyle davacının manevi zarara uğradığı, davacının doğrudan, somut maddi zararının bulunmadığı gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Adana Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafın haksız olarak davacıyı Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne bildirdiği ve bu nedenle davacının manevi tazminata hak kazandığı, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile orantılı olduğu, davacının dava dilekçesinde manevi tazminat bakımından dava tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği halde faize hükmedilmemesinin uygun olmadığı, davacı haksız olarak karar listeye alınması nedeniyle kredi kullanamadığını, yapmış olduğu 07.07.2015 tarihli sözleşme uyarınca 80.000,00 TL cayma parası ödediğini ve söz konusu sözleşme konusu daireyi satın alamaması nedeniyle sözleşme tarihi ile dava tarihi arasındaki sürede 180.000,00 TL’nin banka faiz getirisi ile dava tarihine göre tespit edilecek dairenin değeri arasında fark bulunması halinde bu farka ilişkin maddi tazminat istemininde bulunduğu, 07.07.2015 tarihli sözleşmenin her zaman düzenlenebilecek bir sözleşme olduğu, kaldı ki sözleşmede kararlaştırılan satım bedeli 180.000,00 TL olduğu halde 80.000,00 TL bağlama parasının gerçekçi olmadığı bu nedenlerle davacının söz konusu kredinin çekilmemesinden dolayı doğrudan doğruya zararı olduğunu ispatlayamadığı, doğrudan doğruya zararını ispatlayamayan davacının dolaylı zarar talebinde bulunması mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 11.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı ile davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...