MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.09.2021
Karşı OyVar
Dava Konusu: Bono Sözleşme Tazminat

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.07.2019 tarih ve 2019/447 E. – 2019/699 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.10.2019 tarih ve 2019/1266 E. – 2019/1282 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile Korpet Petrol Ürünleri ve Nak. San. Ltd. Şti. sahibi davalı … arasında yapılan şifahi sözleşme ile akaryakıt karşılığında teminat mahiyetinde davalıya üç adet 350.000,00’er TL’lik senetler düzenlenerek verildiğini, ancak davalının senetleri aldıktan sonra taahhüt ettiği akaryakıtı müvekkiline teslim etmediğini, senetlerde tanzim tarihinin sonradan doldurulduğunu, 06/09/2018 tanzim ve 10/11/2018 tediye tarihli senetin Samsun İcra Dairesi’ne ibraz edilerek müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte ödeme emri çıkarıldığını, takibe itiraz ettiklerini, takibe konu senette ” bedeli malen ahzolunmuştur” şerhinin yazılı olduğunu, bu senedin mal karşılığı verilmesine rağmen karşılığında müvekkiline gönderilen bir malın mevcut olmadığını ve senedin karşılıksız kaldığını belirterek, müvekkilinin davalıya verdiği 06/09/2018 düzenleme, 10/11/2018 ödeme tarihli 350.000,00 TL bedelli senede ilişkin borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap verilmemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; görev dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi kararı istinaf edilmeden kesinleşmiş davacı vekilinin talebi ile dosyanın gönderildiği asliye ticaret mahkemesince davanın 06/05/2019 tarihinde açıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereği arabulucuya başvurulmasının dava şartlarından olduğu, dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair beyan bulunmadığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2 maddesi doğrultusunda davacıya son tutanağın 1 haftalık kesin sürede ibrazı için süre verilmesine gerek bulunmadığı ve bu dava şartı eksikliğinin giderilmesinin mümkün olmadığı, HMK’nın 138. maddesine göre mahkemenin öncelikle dava şartı ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilebileceği, verilen kararın niteliğine göre ön inceleme duruşmasının yapılmasına da gerek olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK’nın 5. maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada değerlendirildiğinde ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu, 6325 sayılı Arabuluculuk Yasası’nın 18/A maddesinin ve özellikle 2. fıkrasında zorunlu arabuluculuğa tabi davanın açıldığı hallerde, arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılıyor ise, davacı tarafa arabuluculuk tutanağını sunmak üzere bir haftalık kesin süre içeren davetiye gönderilmesi gerektiği, arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde ise, herhangi bir işlem yapmaksızın mahkemece davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlendiğinden, davacının arabuluculuğa başvurmadan dava açtığının sabit olduğu, yerel mahkemece davanın yasa kapsamında dava şartı yokluğu nedeni ile dosya üzerinde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari dava olduğu için TTK’nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu nazara alınmaksızın istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...