MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.12.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.11.2019 tarih ve 2018/151 E. – 2019/911 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.01.2020 tarih ve 2020/42 E. – 2020/74 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Kids Ltd Şti.’ye yaptığı işlerin bedelinin ödenmemesi nedeni ile bu şirket hakkında faturaya dayalı Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13644 sayılı dosyası ile 18.651,00 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığını, itiraz üzerine Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/145 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve davanın kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, daha sonra borçlu şirkete 05.10.2017 tarihinde hacze gidildiğini haciz mahallinde müvekkilinin ölümle tehdit edildiğini, müvekkilinin oyalanmak istenildiğini, davalı şirketin çözüm olarak müvekkilinin başkanlığını yaptığı Erkilet Toprakkent Konut Yapı Kooperatifi adına vade ve tanzim tarihi boş olarak kooperatifin müteahhidi olan …’e verdiği teminat senedini …’e senedi kendi lehine ciro ettirerek, tanzim tarihi ve vade tarihi sonradan eklenmek suretiyle, tahrifat yapılarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, … … Kids şirketinin tek hissedarı …’in babası olduğunu bu nedenle aralarında yaptıkları söz konusu ciro gerçek bir alışveriş hukuki ilişki veya alacak borç ilişkisine dayanarak yapılmadığından muvazaalı bir ciro olduğunu, bu şirketi ödeme yapmamasına hukuki kılıf uydurarak müvekkilinin zarara uğratıldığını, 100.000,00 TL bedelli lehdarı Mehmet Kepir borçlusu müvekkili Necmettin Doğan, … ve
Erkilet Toprakkent Konut Yapı Kooperatifi olan 20.12.2014 tanzim tarihli üzerinde kooperatifin adresi bulunan malen yazılı arka kısmında …’in cirosunun olduğu altında da davalı … Kids şirketinin kaşesi ve yetkilisi …’in imzasını taşıyan senede ilişkin olarak davalı şirket alacaklı sıfatıyla müvekkili aleyhine Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün 2017/14508 Esas numaralı dosya ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, takibe konulan bu senedin davalılardan …’e müvekkili tarafından başkanı olduğu kooperatif adına kısmen boş olarak verildiğini, senedin boş haliyle vade tarihi sonradan tahrifat yapılarak doldurulmak suretiyle müvekkilinin zarara uğratılmaya çalışıldığını, konu ile ilgili Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda da bulunulduğunu, müvekkilinin kesinlikle şahsi bir kefil olma kastı bulunmadığını, taraflarla bir şahsi borçlanma olmadığını, tarafların ticari defterleri ve kooperatifin kayıtları incelendiğinde de müvekkili ile davalılar arasında şahsi bir alışveriş olmadığının görüleceğini, muvazaalı bir ciro yapılarak takip başlatıldığını ileri sürerek, müvekkilinin takip konusu 100.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine %20 kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde senetlerde tahrifat yapmadığını, beyanların tamamen borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, davacının yazılı belgeye karşı iddialarını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, senede imza atmak suretiyle borçlu, aval veren veya kefillik hukuki nitelendirilmesinin salt teamül gereği kurulduğu gibi bir beyanı da kabul etmenin mümkün olmadığını, hukuki ilişki ile yazılı senedin karşılığında borçlu olmadığı iddiasında bulunan tarafı bunu salt yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, ayrıca imzanın davacıya ait olmadığına dair bir itirazında olmadığını, davacı borçtan kurtulmaya yönelik çaba içerisinde olduğunu, Necmettin Doğan adına işbu davayı açmasına rağmen kooperatifin …’den alacaklı olduğuna dair beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin hem kooperatiften hem de davacı taraftan alacaklı olduğunu, davacı kooperatif başkanı sıfatı ile kaşe üzerine imza ile ayrıca kendi adına da imza attığı durumda yine borçtan şahsi olarak sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddine %20 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Harvard Kids Özel Eğt. Hiz. Ltd. Şti. vekili; davacı tarafından müvekkili şirkete karşı icra takibi yapılmış olmasının başlatılan takibin muvazaalı olduğunu göstermeyeceğini, müvekkilinin davacı ile diğer davalı arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığını, müvekkilinin senedi devraldıktan hemen sonra takip başlattığını, hamilin icra takibi yapabilmesi için haklı hamil olması gerekmediğini, yetkili hamil olmasının yeterli olduğunu, müvekkili tarafından senedin ciro yolu ile devralındığını savunarak, haksız açılan davanın reddine % 20 tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının senet üzerinde açığa imzasının bulunması nedeniyle senet borcundan şahsen sorumlu olduğu, senedin teminat senedi olarak verildiği ve bazı bölümlerinin sonradan doldurulduğu hususunun yazılı belgelerle ispatlanamadığı, tanık beyanının bu hususu ispatlamaya yetmeyeceği, senetteki malen kaydı nedeniyle malın teslim edilmediği hususundaki ispat yükünün davacı da olmasına rağmen bunun ispatlanamadığı, ispat bakımından kooperatif kayıtlarına dayanılamayacağı zira davacının davaya konu edilen senedi kooperatif kayıtlarına geçirmediğini beyan ettiği bu sebeple dosyadaki bilirkişi raporuna itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davaya konu senedin boş kısımlarının doldurulmadan önceki haline yönelik yazılı delil başlangıcı olarak davacı tarafça sunulan belgenin fotokopi olduğu ve davalının bu belgeye ilişkin bir kabulü bulunmadığı, bu haliyle söz konusu belgenin yazılı delil başlangıcı
sayılamayacağı, ispatlanamadığı, tanık olarak dinlenen …’ın davaya konu kambiyo senedini tanık sıfatı ile değil diğer avalist olarak imzaladığından, davalı ile olan çıkar uyuşmazlığı nedeniyle tek başına beyanına itibar edilemeyeceği, cironun hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve muvazaalı olduğu iddiası da kesin olarak ispatlanamadığı, davaya konu senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı ve yapılan bilirkişi incelemesi gözetildiğinde ilgili kararın tek taraflı irade açıklaması olması ve senedin niteliklerine dair açık atıfların yer almaması gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 702’inci maddesinin 2’inci fıkrası uyarınca aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdünün geçerli olmasına göre, davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...