Karar Metni
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/05/2019 tarih ve 2017/373-2019/148 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili; müvekkili şirketin 2010 yılından bu yana sektörde faaliyet gösterdiğini, www.abakademi.com.tr ve www.ab-ilan.com alan adlı internet sitelerinin ve 2010/23554 numaralı “Ab-ilan.com” markasının sahibi olduğunu ve 2011/21994 numara ile “AB AKADEMİ” ibareli markanın tescili için başvuru yapıldığını, şirket bünyesindeki uzmanlar aracılığıyla araştırma ve eğitim verilmekte olduğunu, davalı şahsın ise müvekkilin ticaret unvanı ve internet sitesi ile ayırt edilemeyecek derecede benzer www.abprojeakademisi.com alan adı ile bir internet sitesi açtığını, davalının verdiği ilanlarda, müvekkili şirketin internet sitesindeki katılımcı yorumlarının kopyalanıp kullanıldığını, davalının “Ab Proje Akademisi Eğitim ve Danışmanlık” şeklindeki ticaret unvanının da müvekkili şirketin ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek marka ve telif haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ile KHK’nın 66/a maddesi uyarınca 5.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davada alınan bilirkişi raporu uyarınca maddi tazminat tutarının 17.440,00 TL olarak tespiti karşısında asıl davada talep edilen 5.000 TL bedelin tenzili ile kalan 12.440,00 TL davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davacının ticaret unvanı ile kendi ticaret unvanının benzer olmadığını, web sitelerinin ara yüzü ve içeriklerinin de benzer olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bozmadan sonra alınan bilirkişi ek raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 556 sayılı KHK’nın 66/a maddesi çerçevesinde muhtemel gelir hesabına göre davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının 17.440,00 TL olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden, 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminat açısından ise takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, birleşen dava yönünden ise, 12.440,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Dava, marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Daha önce ilk derece mahkemesinin kararı, davacı, dava dilekçesinde maddi tazminat talebinin açıkça 556 sayılı KHK’nın 66/a maddesi uyarınca hesaplanmasını talep ettiği halde, mahkemece KHK’nın 66/b maddesine göre tazminatı hesaplayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle maddi tazminatın belirlenerek karar verilmesi isabetli bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece de bozmaya uyulmasına karar verilerek yeniden bilirkişi raporu alınmış ise de hükme esas alınan bu raporda yine davalının elde ettiği kâr hesaplanmak suretiyle tazminat hesabı yapılmış, mahkemece de eksik ve denetime elverişli olmayan bu rapor esas alınarak karar verilmiş, dolayısıyla daha önceki bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa, davacı, 556 sayılı KHK’nın 66/a bendine göre tazminat talep etmiş olup, tazminat hesabı için öncelikle davalının davacıya ait markayı kullanmak suretiyle kaç adet müşteriye hizmet verdiği tespit edilerek işletmenin konumu ve işletme becerisi gibi unsurlar hariç bırakıldıktan sonra davalının bu tür bir ticari faaliyeti olmasaydı bu müşterilerden kaç adetinin davacıdan hizmet alacağının tespiti ve akabinde tespit edilen müşteri sayısı kadar kişiye davacı tarafça hizmet verilseydi davacının fiyatları ve kâr marjı üzerinden ne miktarda net kâr elde edeceği hususu belirlenerek tazminata hükmolunması gerekirken hatalı değerlendirme ile davalının elde ettiği kâr hükmolunması doğru olunmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...