Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/11/2018 tarih ve 2018/423 E- 2018/346 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 01/10/2019 tarih ve 2019/614 E- 2019/1948 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
1-Temyiz dilekçesinin verilme usulü HMK 365. maddesinde açıklanmış ve aynı Kanun’un 366. maddesinin yollamasıyla istinafa ilişkin 343 ilâ 349 ve 352. madde hükümlerin kıyasen temyize de uygulanacağı düzenlenmiş olup, 343. maddenin 3. fıkrasına göre temyiz yoluna başvurma tarihi konusunda 118. madde hükmünün kıyasen uygulanacağının düzenlendiği, Kanun’un 118. maddesi “Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü temyize kıyasen uygulandığında; temyizin, temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapıldığının kabulü gerekmektedir. Aynı Kanun’un 344. maddesine göre temyiz isteği harca tabi ise, temyiz dilekçesi verilirken başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenmesi gereklidir. Temyiz eden, harcını ödemiş olduğu temyiz dilekçesini daha sonraki bir tarihte mahkeme kalemine verirse, temyiz talebi temyiz dilekçesinin mahkeme kalemine verildiği tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda temyiz isteği harca tabi olup, 08.10.2019 tarihinde davacı vekiline gerekçeli karar tebliğ edilmiş ve davacı vekili tarafından 23.10.2019 tarihinde temyiz dilekçesi verilmiştir. Ancak, bu tarih itibariyle 2 haftalık temyiz süresi geçmiş bulunmaktadır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince kararda 15 günlük süre içerinde temyiz yoluna başvurabileceği belirtilmiş ise de HMK’nın 90. maddesi uyarınca Kanun’da belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim Kanun’daki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Kanun’da da temyiz süresinin uzatılmasına yönelik bir istinas tanımlanmamıştır. Yine davacı vekili tarafından temyiz harcı yasal süresinde yatırılmış olsa da temyiz dilekçesinin kaydı temyiz süresi içinde yapılmamıştır. Bu durumda davacı vekili tarafından süresinde yapılmış bir temyiz istemi olmadığından temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz istemine gelince, davalı tarafça kararının tebliği üzerine süresinde temyiz isteminde bulunmayıp, sonradan davacının temyizine katılma suretiyle temyiz dilekçesi verilmiştir. Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine bağlıdır. Diğer bir deyişle; katılma yoluyla temyizin incelenebilmesi için; karşı tarafın usulüne uygun, süresinde ve temyizi kabil bir karara yönelik temyiz isteminin varlığı gerekir. Somut olayda, davacının temyiz istemi süresinde olmadığından usulüne uygun bir temyizin varlığından söz edilemeyeceğinden davalının katılmasına hukuki olanak bulunmadığı anlaşılmakla davalı yanın temyiz isteminin de reddi gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...