Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/06/2019 tarih ve 2019/1149 E- 2019/883 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı firmaya ait 3960 kap 3500 kg kapak cinsi eşyanın 30.09.2004 tarihinden itibaren müvekkili firmanın antreposunda muhafaza edilmeye başlandığını, müvekkili tarafından davalıya keşide edilen 30.07.2012 tarihli ihtarnameyle 30.09.2004-30.07.2012 tarihleri arasında işleyen antrepo ücretinin ödenmesinin, emtianın gümrük işlemlerinin yapılarak antrepodan çekilmesinin istendiğini, davalının müvekkiline gönderdiği cevabı ihtarnamesinde eşyanın tasfiyelik hale gelmiş olduğunu bahane ederek sorumluluktan kaçındığını, bunun üzerine müvekkilinin 30.09.2004-31.08.2012 tarihleri arasında doğmuş antrepo ücretini faturalandırarak 31.08.2012 tarihli 176.207,00 TL bedelli fatura düzenlediğini, bu faturanın davalı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiğini, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin Yunanistan’da mukim D.Nomikos S.A firmasına varil ve kapak satışı yaptığını, ancak dava dışı firmanın kapakları iade ettiğini, davacının herhangi bir talep olmaksızın eşyayı antrepo rejimine tabi tuttuğunu, talep edilen bedelin emtianın bedelinin çok üzerinde olduğunu, davacının geçici eşya statüsünde olması gereken eşyayı gümrük mevzuatına göre işleme tabi tutarak tasfiye etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince Dairemiz bozma ilamına uyularak, öncelikle bozma doğrultusunda davacı antrepocunun antrepo ücretine hak kazandığı 30.09.2004 ile 21.12.2004 tarihleri arasındaki 83 günlük dönem için antrepo ücretinin belirlenmesi gerektiği, usul ekonomisi dikkate alınarak davacının 30.09.2004-21.12.2004 tarihleri arasında 83 günlük döneme ait ardiye ücreti ve masraflarının Dairece 1.716,24 TL olarak hesaplandığı, 21.12.2004 tarihinden 31.08.2012 tarihine kadar kalan 2.780 gün için 44.419,39 TL olarak hesaplandığı, davacı Gümrük Mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ederek zararının artmasına sebebiyet verdiğinden, 6098 sayılı TBK 114 maddesi delaletiyle TBK 52.maddesi hükümleri uyarınca 21.12.2004 tarihinden sonraki dönem için hesaplanan 44.419,39 TL antrepo ücretinde %50 oranında takdiri indirim yapılmak suretiyle, davacı alacağının 22.209,69 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının Beykoz İcra Müdürlüğünün 2012/4755 E.sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın 23.925,93 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, asıl alacağın, likit kabul edilen 1.726,24 TL’lik kısmı üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 343,24 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-HMK’nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK’nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarıyla 58.800,00 TL’dir. Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan 176.207,00 TL tutarlı icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince Dairemiz bozma kararına uyularak, davanın kısmen kabulü ile 23.925,93 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup, yukarıda anılan madde hükmüne göre davalı aleyhine takibin devamına karar verilen miktarın temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince, uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...