MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.01.1970
Karşı OyYok
Dava Konusu: Bono Tazminat

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle yerel mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı vekilince duruşma yapılması talepli olarak davalı vekilince katılma yoluyla temyiz edilmiştir. Maddi hata sonucu dosyanın incelenmesi duruşmasız olarak yapılmış ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2017/4411 Esas ve 2019/2714 Karar sayılı, 18.04.2019 tarihli kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş ise de temyiz eden davacı vekili tarafından maddi hatanın giderilmesi isteminde bulunulmuş ve maddi hata düzeltimi dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla duruşma için belirlenen 08.09.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …. ile davalılar vekili Av…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların murisi …’in davacı aleyhine bonoya dayalı takip yaptığını, takip dayanağı bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını ileri sürerek davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve davacı lehine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen davanın reddi kararı, Dairemiz 2015/4346 esas ve 2016/388 karar sayılı, 20.01.2016 tarihli ilamı ile “ Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan raporda kesin bir kanaat ortaya konulmadığı, ihtimale dayalı görüş bildirildiği, icra hukuk mahkemesi kararlarının takip hukukuna ilişkin olması nedeniyle, anılan mahkemede alınan raporların hükme esas alınamayacağı, mahkemece dava konusu bono üzerindeki keşideci imzasının davacı eli ürünü olup olmadığı yönünde konusunda uzman kişilerden oluşturulacak (önceki sunulan raporlarda imzası bulunmayan) üç kişilik bilirkişi heyetine laboratuar ortamında, inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Davalı … bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında vefat etmiş, mirasçılar aleyhine yargılama devam etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, yargılama sırasında alınan raporlara göre takip dayanağı senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, kötü niyet tazminatının koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine, ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma üzerine verilen mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiş, davalı tarafından da katılma yoluyla temyiz edilmiştir. Heyetçe yapılan temyiz incelemesi sırasında davacının temyizinin duruşmalı olduğu ve davalının katılma yoluyla temyiz talebi de gözden kaçırılarak dosya üzerinden inceleme yapılıp davacının temyiz itirazının reddiyle onama kararı verilmiştir. Davacının karar düzeltme talebi üzerine karar düzeltme sebebi olarak gösterdiği temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması gerekirken duruşma yapılmadığı itirazı haklı görülerek karar düzeltme talebinin kabulüne, dairenin onama kararının kaldırılmasına ve duruşma yapılmak üzere tarafların duruşmaya davetine karar verilmiş, yapılan duruşmaya taraf vekilleri gelerek, vekillerin açıklamaları dinlenmiştir .
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava İİK gereğince açılmış menfi tespit davası olup İİK 72/4. maddesi gereğince “dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar” emredici hükmüne rağmen ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesi doğru olmamıştır. İİK 72/4. maddesi gereğince davalı alacaklı lehine %20 tazminata hükmedilmesi için, dava konusu takibin davacının talebi ile ihtiyaten durdurulması ve daha sonra haksız çıkması gerekir. Dava dosyasındaki belgelerden, yargılama sırasında davacı lehine takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de bu kararın icra müdürlüğüne bildirilerek uygulanıp uygulanmadığının mahkemece denetlenmediği ve kararda bu hususun gösterilmediği anlaşılmıştır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı uygulanmışsa davalılar lehine %20 tazminata hükmedilmesi gerekirken, koşulları oluşmadığı şeklinde soyut gerekçeye dayanılarak davalılar yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemiş olması da doğru olmamıştır.
3- Dosya içerisinde, hükmün verilmesinden sonra davalılar tarafından mirasın reddedildiğine ilişkin beyanlar bulunduğu görülmektedir. Mahkemece bu beyanlar ve sulh hukuk mahkemesi kararları incelenerek davalıların taraf sıfatının kalıp kalmadığı dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...