Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2018 tarih ve 2014/109 E- 2018/54 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/04/2019 tarih ve 2018/709 E- 2019/396 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 20 Eylül 2007 tarihinde davalılardan… adına Adana Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı … adlı hızlı okuma teknikleri eğitimi veren kurumda eğitim aldığını, ancak müvekkilinin kendi gayretleri, çabası ve azmiyle, eğitimin de desteğiyle dakikada 4125 kelime okuyarak hızlı okumada dünya rekoru kırarak büyük bir başarı kazandığını, müvekkilinin bu başarısından sonra davalılardan MNB Danışmanlık Eğitim kurumunun sahibi ve kurumun sahibinin oğlu ve aslında kurumun işleticisi ve eğitmeni olan …’nin müvekkilin kırmış olduğu rekoru kendi reklamına ve eğitim kurumunun reklamına dönüştürdüklerini, bu reklamı da kendilerine maddi çıkar amaçlı olarak kullandıklarını, … kurumunun ticaret sicil kaydında görülen…’nin 23/06/2010 tarihinde ticaret sicilden kaydını sildirdiğini, bu tarihten sonra kurum sahibi olan …’nin haksız kazanca devam ederek reklamlarını sürdürdüğünü, bu kurum adına yayın organı olan Kırmızı Karınca Yayınlarında müvekkilinin fotoğraf, isim ve haberinin kullanıldığını ve halen de kullanılmaya devam ettiğini, davalıların müvekkili üzerinde hiç bir rıza veya bir ödeme söz konusu olmadan 7 yıl gibi bir süredir reklamlara devam ettiklerini ve halen devam ettiklerini, müvekkili ile davalılar arasında herhangi bir sözleşme veya protokolün bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin hukuka aykırı bir şekilde kişilik hakkına saldırı olması sebebiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminatın kişilik hakkına saldırının ve haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07.04.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminat taleplerini 99.000,00 TL artırarak, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilinin gerçekleştiği tarihten, olmaz ise dava tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafın isminin iddia edilen yayınlarda kullanılmasına muvafakatinin bulunduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalıların ticari işletmesi tarafından basımı ve yayımı yapılan kitaplardan gelir elde ettiği, ticari işletmelerin de davalılara ait olduğu, bu gelirin elde edilmesinde davacının hızlı okumadaki başarısını da kullandıkları, davacının bu konuda davalılara vekalet vermediği, davalıların elde ettiği tüm kazancın davacının başarısı sayesinde olduğunun zaten kabul edilemeyeceği ancak, davalıların kitap satışında, konferanslarda, tanıtımlarda ve sair programlarda ticari faaliyet alanında davacının katkısı ile reklamını yaptığı, bu sayede çok satış yaptığı ve tanınırlığını artırdığını, böylelikle oluşan sektör içinde önemli bir yere sahip olduğu, bu şekilde davacının vekaleti ve izni olmaksızın haksız kazanç elde ettiği, bu kazancın makul bir kısmının davacı sayesinde elde edilmiş olduğunun kabulü gerektiği, bu noktada maddi tazminatın net bir şekilde hesaplanmasının zaten olayın özelliğine göre mümkün olmadığı, bu noktada hakkaniyete uygun bir tazminat tutarının mahkeme tarafından belirlenmesi gerektiği, ıslah ile istenen tutar, bilirkişi tarafından belirlenen tutar ve dosya kapsamına yansımayan ancak varlığı genel hayat tecrübelerine göre kabul edilen sair kazançlar nedeniyle takdiren (BK’nın 43 ve TBK’nın 50/2 maddeleri dikkate alınarak) 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafın, izinsiz bir şekilde davacının ismini ve resmini ticari kazanç elde etmek için kitaplarına konu ettiği, davacının başarısında katkısı olmadığı kurulduğu yıl itibariyle (2011) belli olan kırmızı karınca isimli ticari işletmenin başarısı gibi gösterdiği, bu şekilde davacının kişilik haklarına saldırı gerçekleştiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve istenen tazminat miktarı, paranın alım gücü dikkate alınarak 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince takdiren 100.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş ise de, bilirkişilerce belirlenen miktarın, davalı tarafından Kültür Bakanlığı’ndan alınan bandrol sayısına göre belirlendiği, bandrol sayısı kadar kitap satıldığı hususu ispatlamadığı gibi, satılmış olduğu varsayılsa dahi sözkonusu kitapların davalı … tarafından yazılan kitaplar olduğu, kitapların yazılıp yayınlanmasında davacının bir katkısı bulunmadığı, kitapların bir veya birkaç sayfasında davacıya ait resim ve haberin kullanılmasının kitapların temel satış sebebi olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince Vergi Dairesinden getirtilen beyannamelerden davalıların anılan dönemde toplam 43.995,52 TL kâr beyan ettikleri de dikkate alındığında, mahkemece hükmedilen maddi tazminatın yüksek olduğu anlaşıldığından, dairemizce 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42. maddesi (6098 s. TBK m. 50/2 ) göz önünde bulundurulup 20.000,00 TL maddi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacının davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi, 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...