Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.03.2017 tarih ve 2015/97 E-2017/49 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-kısmen kabulüne-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.11.2019 tarih ve 2017/3182 E- 2019/2585 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacıya ait TSE markasının Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil edilmiş olduğunu, davalı şirkete ait “www.provent.gen.tr” alan adlı web sitesi içerisinde yer alan http://www.provent.gen.tr/kalite-belgelerimiz/tse/ adresli internet sayfasında söz konusu şirket adına düzenlenmiş olan sahte tsek belgesi ve bu belge üzerinde TSEK Marka logosunun haksız olarak kullanıldığının delil tespiti ile tespit edildiğini, davalı eyleminin davacının markasına zarar verdiğini, davalının haksız kazanç sağladığını ileri sürerek, davalının TSE markasına vaki tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine ve menine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 8.873,60 TL maddi ve 13.310,40 TL manevi tazminatın fiilin gerçekleştiği 17.05.2014 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masrafı davalıdan alınmak üzere tirajı en yüksek iki gazeteden birinde hükmün ilanına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davacıya ait markayı ürünleri üzerinde ve internet sitesinde izinsiz ve sözleşme yapmaksızın kullanarak davacının marka hakkına tecavüz ettiği, haksız rekabette bulunduğu, gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının davacıya ait TSE markasını izinsiz olarak ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, 8.873,60 TL maddi tazminat ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 16.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın Türkiye çapında yayın yapan ve traji yüksek olan 2 gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince verilen men ve tazminat kararının delillere uygun olduğu, ancak delil tespiti giderleri ve delil tespit vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmemesi nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunda kısmen haklı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, 8.873,60 TL maddi tazminat ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 16.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın türkiye çapında yayın yapan ve traji yüksek olan 2 gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-HMK’nın 6367 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK’nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibarıyla 58.800,00 TL’dir. Davacı vekili, 13.310,40 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, Mahkemece 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, davaca vekili de reddedilen manevi tazminat yönünden temyiz yoluna başvurmuştur. Bu durumda yukarıda anılan madde hükmüne göre davacının temyizine konu miktarın temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hukmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararını onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...