Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.04.2017 tarih ve 2016/96 E. – 2017/277 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 10.05.2019 tarih ve 2017/6392 E. – 2019/1049 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıya araç satıp teslim ettiğini, davalının satış bedelinin bir kısmını ödemesine rağmen bakiye bedeli ödemediğini, bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini, dava konusu takibin durduğunu, daha sonra davalıya, davacı aleyhine başlatılmış genel haciz yoluyla takip için İİK89/1 hükmüne dayalı haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine davalı tarafça işbu dava konusu takip borcunun davacı aleyhine başlatılan takip dosyasına ödendiğini, davalının durmuş olan takip sonrasında ödeme yapmasının ve davacı aleyhine başlatılmış yargılamaya muhtaç başka takibe yönelik ödeme yapmasının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalının takibe itirazının iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının, davacının ithal edeceği satım konusu araç için avans ödemesi yaptığını, satım konusu araçla ilgili gümrük işlemleri sırasında soruşturma başlatılması nedeniyle araç ruhsatlandırma işlemlerinin askıya alındığını, davalının aleyhine başlatılan takip ve 06.01.2015 takibe itiraz tarihlerinde araç tescilinin sağlanamaması nedeniyle davalının takibe itiraz ettiğini, daha sonra davalıya, davacı aleyhine başlatılmış takip için İİK 89/1 maddesindeki düzenlemeye göre haciz ihbarnamesi gönderildiğini, satım konusu araç hakkındaki soruşturma dosyasının sonuçlanması ve araç tescil işlemine engel kalmadığının davalı tarafça öğrenilmesi üzerine satım bedelinin haciz ihbarnamesi uyarınca davacının borçlusu olduğu takip dosyasına ödendiğini savunarak davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davacının satım konusu aracın zilyetliğini ve mülkiyetini devir borcu altında olduğu, satılan malın hukuki ayıplı olması nedeniyle tescil işlemlerinin yapılamadığı, takibe itiraz tarihi itibariyle davalının itirazında haklı olduğu, satım konusu araç ile ilgili başlatılan soruşturmada 20.01.2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği; davacı aleyhine dava dışı Empa… AŞ tarafından icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği ve davalıya 04.02.2015 tarihinde birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği, davalı tarafından araçla ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı öğrenildiğinde bakiye borcun davacının haciz ihbarı tebliğ edilen, borçlusunun davacı olduğu takip dosyasına yatırıldığı, bu ödemenin dava tarihinden önce olması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, satım konusu araçla ilgili başlatılan soruşturma nedeniyle aracın ruhsat ve plakalarına el konulduğu, davalının takibe itirazında aracın hukuki ve fiili tesliminin yapılmaması nedeniyle borcun muaccel olmadığını ileri sürdüğü, davalının itirazında haklı olduğu, araç ruhsat ve plakalarının davalıya 24.02.2015 tarihinde teslim edildiği, davalı tarafça ödemenin davalıya haciz ihbarnamesi tebliğ edilen takip dosyasına yapıldığı, itirazın iptali davasının bu ödemeden sonra açıldığı, ilk derece mahkemesince davadan önce yapılan ödeme nedeniyle davanın reddi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...