MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.06.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/04/2018 tarih ve 2016/1025 E.- 2018/344 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/09/2019 tarih ve 2018/1147 E.- 2019/1171 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirkete ait olup şeklen davalılar … ve … adına kayıtlı olan hisselerin gerçekte davacı şirkete ait olduğunun tespitine ve hükmen devir ve tesciline, bu mümkün görülmediği takdirde şeklen davalı şirkete ait olan 2014 101119 marka nolu “ilme irfana ümrana köprü” ile 2005 28743 marka numaralı “Risale-i Nur Enstitüsü” isimli markaların ve Köprü dergisi yayın haklarının davacı şirkete devrine ve ilgili sicillere hükmen tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı şirketin taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirkete ait olan 2014-101119 numaralı “İlme İrfana Ümrana Köprü” ile 2005-28743 numaralı “Risale-i Nur Enstitüsü” isimli markaların ve Köprü Dergisi Yayın haklarının da davacı şirkete devri ile ilgili sicillere hükmen tesciline karar verilmesine ilişkin talepler bakımından dosya tefrik edilmiş, hisselerin devrine ilişkin talep bakımından ise davalı şirketin 2004 yılında kurulduğu, şirket ortaklarından …’nın Üsküdar 12. Noterliği’nin 23/06/2009 tarih ve 09482 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile 3300 paya karşılık 82.500.- TL hissesinin davalı …’na ve yine şirket hissedarlarından …’nin de aynı miktar paya karşılık 82.500.- TL bedelli hissesini Kadıköy 19. Noterliği’nin 25/06/2009 tarih ve 10040 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile davalı …’ye devrederek ortaklıktan ayrıldıkları, hisse devirlerinin kanuni düzenlemeye uygun olarak ve noterde gerçekleştirildiği, hisse bedellerinin ödendiği, karar defteri ile ortaklar pay defterine işlenip ticaret sicilinde de tescil ve ilan edildiği, davacının iddiasının bir inançlı işlem yapıldığına yönelik olup bu iddasını yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıda belirtilen husus dışında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir
2- Dava, hukuki niteliği itibariyle, davalılar adına kayıtlı davalı şirket hisselerinin davacıya ait olduğunun tespiti ve ticaret siciline tescili istemine ilişkindir. Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. İddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için yemin deliline dayanılmış olması da gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 03.03.2017 T. 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı kararı gereğince açıkça yemin deliline dayanılmamış ise dilekçede yer alan sair deliller gibi bir ibare yemin deliline dayanıldığı anlamına gelmez.
Somut olayda davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olup davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve yemin teklifi sonucunda süre verilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...