Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.10.2019 tarih ve 2018/564-2019/765 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin, davacı şirkete gıda ürünleri alım satımından kaynaklanan borcu olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul 30. İcra Müdürlüğü’nün 2013/22426 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesinden hemen sonra, 08/10/2013 tarihinde, alacaklı şirketin hesabına 4.366.-TL gönderdiğini, ardından başlatılan takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 10.04.2013 tarihli satın alma sözleşmesi ile tarafların cari hesap ilişkisi içerisinde çalıştıklarını, sözleşmenin 7. maddesinde imzalanmasından itibaren 1 yıl süreli olduğu düzenlendiğinden, tarafların alacaklı ya da borçlu olduklarının tespitinin, sözleşmenin ve cari hesap döneminin sona erme tarihi olan 09/04/2014 tarihi sonunda belli olacağından davacının başlattığı icra takibi ve açılan davanın yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 07.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda ” davacı adına kesilen 12 adet faturaların PTT kanalıyla taahhütlü olarak davacı tarafa gönderildiği belirtilmekte olup, işbu PTT gönderim posta barkod asıllarının dosyaya sunulması ve bu barkodlu postalar için PTT’ye müzekkere yazılması ile ilgili postaların kime tebliğ edildiğinin tespit edilmesi gerektiği, PTT müzekkere cevabına göre, ilgili postaların davacı taraf, vekilleri veya çalışanlarına tebliğ edilmediğinin tespiti halinde işbu 12 adet faturaya isabet eden tutar kadar takibin devamına karar verilebileceğinin tespit edildiği, mahkememizce Bayrampaşa Posta Dağıtım Merkezine müzekkere yazılarak posta barkodlarının kime tebliğ edildiği hususunun sorulduğu, Bayrampaşa Posta Dağıtım Merkezince cevaben gönderi posta barkod numaralarının 2013 yılına ait olduğundan gönderi zamanaşımına uğramış olduğundan akıbeti ile ilgili araştırma yapılamadığının bildirildiği ve dolayısıyla kime tebliğ edildiğinin tespit edilemediği, davalı tarafından dosyaya sunulan posta barkodlarının incelenmesinde posta içeriğinin ne olduğunun belli olmadığı görülmekle ve Yargıtay bozma ilamında davalı tarafından davacıya kesilen muhtelif hizmet faturalarının satış bedelinden mahsubu için ya açıkça davacı defterlerinde kayıtlı bulunması
ya da davacı imzasını taşıyan dayanak belge ile ispatlanması gerektiğine değinildiği ve davalı tarafından davacının iddialarının aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının İstanbul 30. İcra Müdürlüğü’nün 2013/22426 esas sayılı dosyasındaki itirazının 13.294,12 TL üzerinden iptalini, takibin asıl alacağa (13.294,12 TL) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın %20 si oranındaki 2.658,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisinde bulunan 29.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu davalı tarafından davacıya kesilen 15.05.2013 tarihli 18,90 TL, 31.05.2013 tarihli 712,00 TL ve 03.06.2013 tarihli 1.770,00 TL bedelli faturaların davacı tarafından davalı alacağından mahsup edildiği ve yine davalı tarafından banka kanalı ile yapılan ödemenin de mahsup edildiği, davacının ticari defterlerine göre alacağın 10.793,22 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacı ticari defterleri kendi aleyhine delil teşkil ettiğinden davacının ticari defterlerinde bulunan 3 adet fatura ve banka ödemesinin de dikkate alınarak mahkemece 10.793,22 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...