Karar Metni
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/12/2017 tarih ve 2014/782-2017/1531 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete kargo hizmeti verdiğini, fatura karşılığı 11.247,77 TL alacağı bulunduğunu, başlatılan icra takibi üzerine davalının borcun 8.292,26 TL’lik kısmını kabul ettiğini ancak bakiye 2.955,51 TL yönünden borca haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını, alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, davalı borçlunun, takip dosyasına sunduğu 26/02/2010 tarihli itiraz dilekçesi ile takip konusu tutarın 8.292,26 TL’lik kısmını kabul etmiş olduğu, bu tutar üzerinden takibin kesinleştiği, alacaklı tarafın icra dosyasından takip işlemlerine bu tutar üzerinden devam edebileceği, davacı alacaklı tarafın itirazın iptali davası açmasında hukuki menfaati olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, faturaya dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda her iki tarafın da defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, ancak davacının defterlerine göre davalının icra takip tarihi itibariyle davacıya 11.247,77 TL borçlu olduğu görülürken, davalının defterlerindeki kayıtlara göre ise icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 6.567,58 TL borçlu olduğu görülmektedir. İşlemin yapıldığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 85. maddesine göre, her iki tarafın ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş olup da, birbirini teyit etmediği takdirde, iddianın dayandığı kaydın aksi vesika veya diğer muteber delillerle ispat edilirse, sözü geçen
kaydın ispat külfeti kalmaz. Bu durumda, mahkemece, taraf defterlerindeki kayıtlar karşılıklı olarak incelenmek suretiyle, davacının ne miktarda mal sattığı, kaç adet fatura tanzim ettiği, bu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ve davalının faturalar nedeniyle ödeme yapıp yapmadığı hususları üzerinde durularak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davacının defterleri de usulüne uygun tutulmasına rağmen davalının defterlerine üstünlük tanınarak karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...