Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.10.2017 tarih ve 2014/1676 E- 2017/997 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce verilen 12.07.2018 tarih ve 2018/91 E- 2018/580 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ile aralarında mal alım satım ilişkisi olduğunu, ticari ilişkileri gereği davalıya verdiği 50.000-EURO karşılığında 29.570-EURO bedelli malı fatura karşılığı aldığını, ancak bakiye 20.430-EURO karşılığını davalı şirketten alamadığını ve bu alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığını, ancak davalının borcunun olmadığı gerekçesiyle takibe, borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu, davacının verdiği 50.000-EURO karşılığında 29.570-EURO bedelli malın davacıya verildiğini, ancak bakiye 20.430-EURO’nun davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklı borcuna mahsup edildiğini ve bu nedenle davacıya bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, bilirkişi tarafından her iki tarafın ticari defterlerinin incelendiği belirtilerek, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 20.430-EURO alacağının olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise davalının davacıya 7.251,92-EURO borcunun bulunduğu, aradaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla davacıdan dayanak tüm fatura ve belgelerinin istendiği ancak davacının başkaca belge ve faturayı dosyaya sunmadığı, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davalı ticari defterleri esas alınarak davanın kısmen kabulüne, icra takibine itirazın kısmen iptaline, takibin 7.251,92 Euro üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen tutar yönünden asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 4.112,85-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, davacı tarafın, davalı ile aralarındaki son satıma ilişkin ticari ilişki gereği davalıya avans ödemesi yaptığını ve karşılığı olan malın eksik teslim edildiğini iddia ettiğini, ancak TBK 207/2 maddesi gereğince alım satımda asıl olan malın ve semenin aynı anda ödenmesi olduğu ve davacının avans olarak ödeme yaptığını HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delillerle ispatlaması gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafından davalıya mal alımı konusunda 50.000-EURO ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bu bedel karşılığı olan mal alımının davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, davalının cari hesap ilişkisinden kaynaklı başka bir alacağının olup olmadığıdır. Bölge adliye mahkemesince, ispat yükünün davacıda olduğu yönündeki görüşü doğru değildir. Davalı, almış olduğu 50.000-EURO avans karşılığı davacıya mal verdiği ve başka alım satım ilişkisinden kaynaklı cari hesabının bulunduğunu ispatla yükümlüdür. İlk derece mahkemesince esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermemekte ve Yargıtay denetime elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece yeni bir bilirkişiden rapor alınarak taraflar arasındaki ticari defterlerdeki alacak borç ilişkisine ilişkin farkın nereden kaynaklandığı, davalının yukarıda belirtildiği üzere 50.000-EURO karşılığı mal verip vermediği, davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususları dayanak belgeleri ortaya konularak incelenmesi gerekir. Mahkemece ispat yükünde hataya düşülerek yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...