Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, banka teminat mektubundan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu teminat mektubu süresiz ve kesin teminat mektubu olup bankaya ibraz edildiğinde banka tarafından teminat mektubunu beklenmeksizin paraya çevrilerek ödenmesi gerekir. Davacı teminat mektubunu 04.01.2010 tarihinde davalı bankaya nakte çevrilmesi ve paranın tahsili için başvurduğu halde, başvuru tarihinde teminat mektubu bedeli ödenmediği gibi daha sonra da Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1 D.İş. sayılı ve 05.01.2010 tarihli ihtiyati tedbir kararını gerekçe göstererek teminat mektubunu paraya çevirmemiştir. Davacının bankaya başvurduğu tarihte ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından başvuru tarihinden sonra ihtiyati tedbir kararını gerekçe göstererek teminat mektubunu ödemekten imtina edemez. Bu nedenle mahkemece davalının temerrüte düştüğü 05.01.2010 – 09.01.2014 tarihleri arasındaki faiz hesaplanarak davacı lehine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı …’nın temyiz itirazlarına gelince, uyuşmazlığa konu senette ciro yoluyla hamil sıfatını taşıyan … yönünden davanın kabul edilebilmesi için kötüniyetli hamil olması, başka bir deyişle senedin bedelsiz olduğunu bile bile temlik aldığının ispatlanması gerekmektedir. Dosyada toplanan deliller hamilin kötüniyetle temlik aldığını ispata elverişli bulunmadığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda ve getirtilen banka kayıtlarında davalıya ait kredi kartından, davacının hesabına 20.03.2012 tarihinde 2.586,24 TL ödeme yapıldığı, davacının bu ödemeyi davalının borcundan mahsup etmeyip, dava dışı üçüncü kişinin borcundan mahsup etmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki, davalının bu yönde de herhangi bir talimatı bulunmamaktadır. Mahkemece, davalı tarafından davacıya yapılan 2.586,24 TL ödemenin borçtan mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
konusunda olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, bu nevi’den bir masrafın davalı tarafından yapılıp yapılmadığının tespit edilerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.