Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında imzalanan 01.05.2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nde davalı şirketin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmakta ise de, davacı bankanın şube yetkililerince düzenlenip, asıl borçlu şirkete verilmiş olan 05.05.2011 tarihli yazıda açıkça banka tarafından asıl borçlu şirkete tesis edilen kredi limitlerinin teminatını …’nun kefaleti oluşturmaktadır. Başka bir kişi veya kurumun kefaleti bulunmadığı belirtildiğinden davacı banka tarafından davalı şirketin kefaletinin kaldırıldığının kabul edilmesi gerektiği, hal böyle olunca davacı bankanın söz konusu takipten ötürü davalı şirketten teminat mektubu bedellerini, çek yaprağı riskini ve teminat mektubu komisyon bedelini talep ve dava hakkı bulunmadığından davacı bankanın davanın esasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddi gerektiği, davalı şirketin istinaf başvurusuna gelince; davacı bankaca asıl borçlu şirkete verilen 05.05.2011 tarihli yazıda davalı şirketin kefaletinin açıkça kaldırıldığı, kefalet ilişkisi sona erdirildikten sonra TBK’nun hükümlerine uygun yeni bir kefalet akdi düzenlenmediğinden davalı vekilinin beyanlarına itibar edilmediği gibi, kefaletin şekil şartı yok ise kabulde sonuç doğurmayacağı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiş olmakla davalı şirketin yapmış olduğu istinaf başvurusunda hukuki yararı bulunmadığından davalı şirketin ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden düzeltilmesine yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmediği, öte yandan; ilk derece mahkemesince davanın reddi ile birlikte davalı yararına kötü niyet tazminatı ve nispi vekalet ücretine karar verilmiş ise de, takip talebinde mer’i teminat mektubu bedellerinin ve çek yapraklarının depo edilmesi istenmiş olup, bu nevi talepler henüz gerçek borç doğmamış bulunduğundan depoya ilişkin olarak kurulan kararın maktu karar ilam harcına ve maktu vekalet ücretine tabi olduğu gibi kötü niyet tazminatına da hükmedilmesi söz konusu olamayacağından buna yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusu da yerinde görüldüğünden kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiği gerekçesiyle,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kötü niyet tazminatı ve vekalet ücreti yönünden kısmen kabulüne, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.01.2018 tarih ve 2016/661 Esas 2018/70 Karar sayılı kararının kaldırılmasına,davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz istemine gelince; dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.