Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Bölge adliye mahkemesince, talimatlardaki paraları tahsil eden … ve …’in benzer işlemleri daha önce de yaptığının davalı banka kayıtlarından tespit edildiği, davaya konu talimatla para çekme işlemi yapan …’ın davacının yeğeni, …’ın olduğu, gerek tarafların aile ilişkileri, gerek dava konusu para hareketleri, gerekse bu şahısların benzer işlemleri daha önce de yapmış olmaları nedeniyle, işlemlerin davacının rızasıyla yapıldığının kabulü gerektiği, ayrıca, davacı …’ın, dava konusu şahsi hesabında itiraz ettiği son işlem tarihi olan 30.03.2012 tarihinden sonra hesabını aktif olarak kullandığı, davacının ıslak imzası ile gerçekleştirdiği üç adet işlem yaptığı, bu sebeplerle söz konusu hesabındaki itirazına esas hesap hareketlerinin bilgisi dahilinde olduğu ve rıza gösterdiği sonucunun ortaya çıktığı, bankanın verilen talimatlara istinaden sözkonusu tahsilatların gerçekleşmesini sağladığı, bu noktada davalı bankaya yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, davacının şikayeti üzerine açılan savcılık soruşturmasında takipsizlik kararı verildiği, banka çalışanlarının kusurunun varlığına dair başkaca bir kanıt sunulmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Her ne kadar dava konusu alacakla ilgili 17.12.2013 tarihli icra takibi başlatılmış ise de davalı itirazı üzerine takip durmuş, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açmayan alacaklı bilahare işbu alacak davasını açmıştır. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın alacak davası niteliğinde değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Mahkemece uyulan bozma kararında hükmün, HMK’nın 304. 305. ve 306. maddelerine uygun olmaması nedeniyle usul bozması yapılmıştır. Ne varki önceki karara karşı sadece davacı taraf temyiz itirazında bulunmuş davalının herhangi bir temyiz talebi olmamıştır. Bu durumda mahkemece icapsız yere yeniden rapor alınarak önceki kararda davacı yararına kazanılmış hak olan 12.334,36 TL yerine 9.103,86 TL tutar üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.