Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Yerel Mahkemenin karar gerekçesinde, “davanın kısmen kabulüne ve haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına” denildiği halde, hüküm kısmında “davanın kabulüne” şeklinde hüküm tesis edilmekle gerekçe ile hüküm kısmı arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal HMK’ nın 297. maddesine aykırılık teşkil etmekte olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

6100 sayılı HMK’nın hükmün kapsamı başlıklı 297/2 maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü haizdir. Bu durumda mahkemece birleşen Adana 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/704 esas ve 2010/317 karar sayılı dosyasında adı geçen madde uyarınca davanın esası ile ilgili olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmadan doğrudan yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 4. maddesinde reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan kredi komisyonlarının hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden komisyon tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın komisyonlara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden komisyon tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir oran bulunmaması halinde ise tahsil edilen kredi komisyonlarının emsal banka uygulamalarına uygun olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir. Yine Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre banka, kredi kullanımı sırasında sarf ettiği makul ve belgeli masrafları kredi kullanandan tahsil edebilir. Öte yandan taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde oran belirtilmemekle birlikte davalı bankanın çeşitli masraf ve komisyonlar alabileceğine yönelik hüküm bulunmaktadır. Bu itibarla yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri de değerlendirilip tartışılmak suretiyle, bankaca tahsil edilen masrafların belgelerinin ibrazı istenip, davalı bankanın kredi komisyonlarına ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar gösterilip, bankacı bilirkişiden rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile uyulan bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden, eksik inceleme sonucunda davacıdan tahsil edilen ücretlerin tamamının iadesine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Direnme üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-3092 esas ve 2020/400 karar sayılı ve 16.06.2020 tarihli ilamı ile yerel mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu bildirilerek kusur oranına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2020/**** K.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili süresi içinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkemece harç tamamlanmasına ilişkin 27.02.2019 tarihli muhtıra düzenlenmiş, muhtıra davalı vekiline 04.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili e-imzalı olarak ilk derece mahkemesine sunduğu 04.03.2019 tarihli dilekçe ile 28.02.2019 tarihinde harcın yatırıldığını belirterek ekinde makbuzun olduğunu belirtmiştir. Davalı vekilinin dilekçesi ekinde sunulan 28.02.2019 tarihli makbuzda istinaf harcının yatırıldığı, ayrıca Amasya Hukuk Mahkemeleri Ön Büro 2019/474 muhabere dosyası ile işlem yaptığı görülmektedir. Bu durumda; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin karara karşı harç yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf yoluna başvurulmamış sayılmasına ilişkin kararı isabetli olmamış, işin esasına girilerek davalı vekilinin istinaf sebepleri incelenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.