Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargı Kararlarına Dayalı Yapay Zeka Destekli Hukuk Analizleri ve Dava Rehberleri
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Karar, davalı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, asıl ve birleşen dosyalar davacıları tarafından dava ve takip konusu edilen senetlerin silah ve ölüm tehdidi ile zorla imzalatıldığı, senet yağmasının söz konusu olduğu ve bu sebeple senetlerin geçersiz olduğu iddiası ile menfi tespit davaları açıldığı, ancak İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/319 esas ve 2015/411 karar sayılı ilamı ile asıl ve birleşen davalar davalısı … hakkında tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, olayda senet yağmasının söz konusu olmadığı, sanık …’ün alacağını alabilmek amacıyla tehdit fiilini işlediğinin ceza mahkemesi kararı ile tespit edildiği, dava ve takip konusu edilen senetlerin yağma ürünü olmayıp, bir alacak karşılığı olduğunun dinlenen tanık beyanları ve ağır ceza mahkemesi kararı ile tespit edildiği, davacı ve birleşen dosya davacılarının dava ve takip konusu edilen senetlerden dolayı borçlu olmadıklarını usulüne uygun deliller ile kanıtlayamadıkları gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/331 esas sayılı dosyalarında takiplerin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği ve verilen kararın uygulanmış olması sebebiyle davacılar aleyhine tazminata hükmedilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, huzur hakkı alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının huzur hakkı alacağına dayanak genel kurul kararının iptal edildiğinden bahisle huzur hakkı alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin mahkeme kararları bozucu yenilik doğurucu nitelikte olup icra edilmemiş olmaları halinde geçmişe etkili şekilde sonuç doğurur. Bu itibarla, mahkemece, davacının iptaline karar verilen 29.06.2006 tarihli genel kurul kararı uyarınca belirlenen huzur hakkını talep edemeyeceğine yönelik gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının yönetim kurulu üyeliğini ifa ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. T.C. Anayasası’nın 18. maddesine göre angarya yasaktır. O halde, huzur hakkı bakımından genel kurulca alınmış bir hüküm olmasa bile davacı yönetim kurulu üyesi için uygun bir ücret veya huzur hakkı tayin ve takdir olunarak bu tutarın tahsiline karar verilmelidir (Yargıtay 11. HD. 04.03.1991 1991/9421 E.-1464 K., G. Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler Hukuku, 3. Baskı, Cilt 2, s:1919 vd.). Bu durumda işin mahiyeti, davalı şirketin koşulları da nazara alınarak gerekirse bilirkişi aracılığıyla davacının ne kadar ücrete hak kazandığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.