Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Şu halde mahkemece, önceki hasar dosyaları da celp edildikten sonra, tespit dosyasındaki bilirkişinin yerinde yaptığı gözlemler de dikkate alınmak ve açıklanmak suretiyle üzüm bağlarının daha önce de küf ve dolu kaynaklı hasarlanarak uğradıkları verim kaybı ile işbu davaya konu don olayı sonrası oluşan verim kaybı doğrultusunda denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Bu bakımdan, taraflarca gösterilen tanıklardan söz konusu bağımsız bölümler bakımından anılan davalılar ile şirket yöneticisi …, … ve … arasındaki akrabalık ilişkisi ve anılan davalıların ödeme koşulları hususundaki bilgilerinin de sorularak tapuda yapılan satış yolu ile devir işleminin gerçekte gizli bir bağış niteliğinde olup olmadığı ve Tusso Şirketi adına … tarafından tapuda gerçekleştirilen bu devir işlemi nedeniyle irade sakatlığı halinden söz edilip edilemeyeceği tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak davalılar …, …, …, A. … ve … adına tescil edilen bağımsız bölümlerden kaynaklı bedel istemine ilişkin davanın da reddine karar verilmesi doğru görülmeyip kararın bu yönüyle temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/**** E. - 2021/**** K.

556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca önceden tescilli bir markaya karıştırılma ihtimaline yol açacak şekilde benzerliğin bulunması halinde önceki marka sahibinin itirazı üzerine sonradan tescil başvurusunda bulunan markanın marka başvurusunun reddine, hükümsüzlük davası açılır ise de sonradan tescil edilen markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekir. Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda önceki markanın birden fazla ayırt edici unsurunun olması halinde markalar arasında her bir unsur bakımından ayrı ayrı değerledirme yapılması gerekmekte olup davacının hükümsüzlük talebine mesned önceki markasına konu “MOPİSAN” ibaresi ile hükümsüzlüğü istenen davalı adına tescilli markaya konu “İMP İSTANBUL MOTOR PİSTON” ibareli arasında karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığına ilişkin değerlendirme isabetli ise de, her iki markada kullanılan logolar arasında yüksek düzeyli ve karıştırılmaya yol açacak şekilde benzerlik bulunduğu ve bu nedenle aynı tür mallar ve hizmetler yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülerek Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2- Dava, YDİK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece davalı başvurusu olan ”DURU+şekil” ibareli marka ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında sescil ve anlamsal yönden benzerlik bulunmasına rağmen, kapsadıkları malların farklılığı sayesinde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, ayrıca davalının başvuru yaptığı mal ve hizmetler yönünden aynı sınıfta 07.10.2004 tarih 2004/32651 sayılı markasının bulunması ve dolayısıyla davalının önceki markasının serisi mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHK’nın m.8/1-b hükmü uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa, marka sahibinin itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilir. Somut olayda mahkemece başvuru markası ile redde mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında benzerlik bulunmadığı, ayrıca davalının müktesep hakkının bulunduğu ve tanınmış markaya zarar verecek şekilde bir kullanımında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalının müktesep hakkını oluşturduğu belirtilen 2004/32651 sayılı marka kayıtlarının incelenmesinde ”DURU” ibareli 11. sınıftaki markanın hükümsüz kılındığı, ayrıca davacının ”DURU” ibareli markasının tescilli olduğu 21. sınıftaki mallar ile davalının başvuru markasının bulunduğu 11. sınıftaki mal ve/veya hizmetler yönünden aynı ve/veya benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, başvuru markasının kapsamındaki mal veya hizmetler arasındaki kapsadığı mal ve hizmetler ile davacının redde mesnet markalarının benzerlik hususu değerlendirilmeden müktesep hakka dayanak teşkil eden davalı markasının hükümsüz kılınması ile davacının ”DURU” ibareli markasının tanınmışlığından yararlanma durumunun bulunup bulunmadığı da değerlendirilip tartışılmadan eksik incelemeye dayalı davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.