Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Somut olayda davacının 2013/5672 sayılı tasarımının ilgili kurum nezdinde tescilli olduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait tescilli tasarım ile davalılara ait ürünler arasında benzerlik bulunmakla beraber anılan benzerliğin harcı alem unsurlar içerdiği, kalan detaylar bakımından farklılıkların bulunduğu belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen 554 sayılı KHK’nın 11. maddesi uyarınca koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimle belirgin bir benzerlik gösterip göstermediğinin tespiti önem arz etmekte olup, benzerlik incelemesinin tescilli tasarım ile karşılaştırılan ürünün bütünsel özellikleri nazara alınarak yapılması gerekmektedir. Bu durumda, davacıya ait tescilli tasarım ile davalılara ait dava konusu ürünlerdeki benzerliğin harcı alem unsurlar içermesinin, davacının tasarımı ile davalılara ait ürünler arasındaki benzerliği ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, bu kapsamda bilirkişi raporuna yapılan davacı itirazlarını karşılayacak düzeyde bir değerlendirme yapılıp, gerektiğinde alanında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden de rapor alınarak yapılacak değerlendirmeden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlarda yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınıp, eksik incelemeye dayalı olarak hatalı değerlendirmelerle davanın reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigortacı, davadışı sigortalısına ait makinenin davalılar tarafından taşınırken zarar gördüğünü, makinenin kullanılamaz duruma geldiğini ve 472.251,00TL olan makine bedelini sigortalısına ödeyerek haklarına halef olduğunu iddia etmektedir. Mahkemece, davanın reddine dair kararı, Dairemizin 17/10/2016 tarih ve 2016/7322 E., 2016/8158 K. sayılı bozma ilamı uyarınca ”davalıların yüke nezaret yükümlülüklerini ihlal ettiği ve müterafik kusurlu oldukları gözetilerek davalıların sorumluluklarının bu kapsamda değerlendirilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda mahkemece, davalıların yüke nezaret yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit olduğu göz önüne alınarak, taşıma sözleşmesine konu yükte zararın meydana gelmesinde davalıların hangi oranda kusurlu oldukları tespit edilip, davacının talebi de dikkate alınarak davalıların sorumlu olduğu tazminat miktarının hesaplanması gerekirken, yazılı gerekçeyle yeniden davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava genel hükümlere göre açılmış alacak davası olmasına karşın, mahkemece İİK’nın 67. maddesine göre açılmış itirazın iptali davası şeklinde görülerek yargılama yapılıp karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/**** E. - 2021/**** K.

2- 6100 sayılı HMK’nın 177. maddesi uyarınca ıslahın nasıl yapılacağı ve şekli belli olup bu hüküm uyarınca “Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacı ile karşı tarafa bildirilir.” şeklinde yapılması gerekmekte olup davacı tarafın bu madde hükmü uyarınca usulüne uygun ıslah talebi bulunmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.