Yargıtay Fikri ve Sınai Mülkiyet Davaları 2019/**** E. - 2021/**** K.

Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece 1.000.- TL eksik gider avansının 2 haftalık kesin süre içinde yatırılması için davacıya süre verildiği, verilen kesin süre içinde eksikliğin ikmal edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmişse de, verilen kesin süreye ilişkin ihtar, 22.10.2015 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından iki haftalık kesin süre içinde mahkemesi ve dosya esas numarası bildirilmek suretiyle 1.000.- TL tutarındaki gider avansı 05.11.2015 tarihinde İzmir Adliyesi PTT Şubesi aracılığıyla yatırılmıştır. Bu durumda, davacının süresinde eksik gider avansını yatırdığı nazara alınmaksızın davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle, Dairemizin 10.04.2018 gün, 2016/6745 E. 2018/2558 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay Hukuk 2020/**** E. - 2021/**** K.

Mahkemece verilen 21.12.2018 tarihli karar, Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 2016/3381 esas ve 2016/13156 karar sayılı ve 10.10.2016 tarihli kararı ile bozulmuştur. Bozma kararı ile yerel mahkemenin bu kararı tamamen şekli anlamda ortadan kalktığı halde bozmaya uyulduktan sonra verilen temyiz incelemesine konu kararda bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve bozmada işaret edilen icra inkar tazminatına yönelik talebin kabulü yönünde karar vermekle yetinilmiştir. Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi tarafından yerel mahkeme kararının herhangi bir bölümü onanmış olmadığından kazanılmış haklar saklı kalmak ve bunlara dikkat etmek koşuluyla mahkemece HMK’nın 297/2 maddesine uygun yeni bir hüküm kurulması gerekir. Mahkemece bu hususa riayet edilmemiş olduğundan verilen kararın bozulması gerekmiştir.

Yargıtay Hukuk 2020/**** E. - 2021/**** K.

Ülkemiz koşullarında sigortasız işçi çalıştırılması yaygın olması nedeniyle veresiye fişlerinde imzaları olan şahısların davalı şirketin çalışanı olup olmadığı ilgili yerlerden ve zabıta marifetiyle araştırılarak ayrıca davalının kayıtlı olduğu vergi dairesinden BA formlarının istenerek toplanacak tüm deliller doğrultusunda karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.

Yargıtay Hukuk 2020/**** E. - 2021/**** K.

Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde davacıya dava konusu olan alacak miktarı açıklattırılarak, davasını tam dava olarak sürdürmesi ve toplam alacak üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması konusunda belirtilen yasa hükmü uyarınca kesin süre verilip, sonucuna göre bir karar tesisi gerekirken, yukarıda bahsi geçen hükümler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Yargıtay Hukuk 2020/**** E. - 2021/**** K.

Dava, senede dayalı menfi tespit davası olup davacı vekili, dava konusu senetlerdeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığını ileri sürmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 14.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, incelemeye esas mukayese belgelerin dava konusu senedin keşide tarihinden sonraki tarihlere ait olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde yapılacak iş, dava konusu senedin keşide tarihinden önceki tarihlere ait çok sayıda mukayese belge asıllarının ilgili yerlerden getirtilerek yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması ve alınacak rapor sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Yetersiz belge ve fotokopi belge ile düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.